Yemek yapmaya bayılıyorum..:)
Otomatikman yemek yapma meteryallerinede bayılıyorum:)
Tüm arkadaşlarım bershkada pull and bearda dolanırken ben essede, bernardoda takılıyorum.
Bugün aldım yumurtalarımı, unumu..
Beyaz çikolatamı erittim.
Mikseri fişe taktım, düğmesine bastım!
BUM!
Mikser bildiğiniz elimde patladı. İlk şoku atlattıktan sonra gözümden yaş gelene kadar güldüm.
Sonrada taktım çantamı koluma, düştüm elektronik alet satan dükkan yoluna.
Daha önce tost makinasını patlatıp tüm binanın sigortasını attırdığımdan beri, aklımdaydı zaten.
Gittim ordaki mutfak alet zımbırtısı abilerinden birine sordum, bana ucuz ama patlat(a)mayacağım makina ver abicim dedim. adam şok oldu haliyle.
Şuan yeni mikser ve tost makinamla oturuyoruz. tost makinamın waffle yapabildiğini idaa ettiler ama ben kendisinin o özelliğini keşfedeyim derken patlamasından korktuğum için onu o işlerde kullanmayacağım.
Haa bir de;
Porland de "kaya ile maya" diye bir koleksiyon var. Hepsini ama hepsini almak istedim.
Ama sadece minik bi tabak alıp mutlu oldum. Bayıldığım paraya bile içim yanmadı.
Bana hediye almak isterseniz orada kaya ile mayalı mutfak önlüğü var, kendisine hasta oldum ama pintiliğime doymadığım için onu boynu bülük bıraktım.
Imm yeni mikserimle, yeni tabağım için kurabiye yapacağım,
Sevgiler..
8 Ekim 2011 Cumartesi
6 Ekim 2011 Perşembe
Ciddiyim*
Eve geldim.
sonunda.
ciddiyim.
tüm günüm telefonumda ki çağrıları ertelemekle geçti.
yok yahu, ondan değil.
Ders çalışmam gerekiyor..
ciddiyim.
gittim kütüphaneye, ders çalıştım.
ciddiyim.
kütüphanede iki kız vardı, sanki bana kütüphaneye değilde kafeye gitmişler gibi açmışlar form mısır patlaklarını önünde neystealer, nasıl konuşuyolar nasıl konuşuyorlar.
zaten sinirlerim bozuk bu ara.
bi çemkirdim kızlara,
cidden..
sustular tabi.
sonra arkadaşım aradı özledim görüyüm seni iki dakka dedi.
kızlara kitaplarımı emanet edip dışarı cıktım.
ciddiyim.
sonra onunla konuşmaya daldık tabi..
şimdi eve geldim.
ders çalışmam lazım.
ciddiyim.
bu da yazdığım en fasonik yazıdır.
ciddiyim.
not: hukuk çok zor.by
sonunda.
ciddiyim.
tüm günüm telefonumda ki çağrıları ertelemekle geçti.
yok yahu, ondan değil.
Ders çalışmam gerekiyor..
ciddiyim.
gittim kütüphaneye, ders çalıştım.
ciddiyim.
kütüphanede iki kız vardı, sanki bana kütüphaneye değilde kafeye gitmişler gibi açmışlar form mısır patlaklarını önünde neystealer, nasıl konuşuyolar nasıl konuşuyorlar.
zaten sinirlerim bozuk bu ara.
bi çemkirdim kızlara,
cidden..
sustular tabi.
sonra arkadaşım aradı özledim görüyüm seni iki dakka dedi.
kızlara kitaplarımı emanet edip dışarı cıktım.
ciddiyim.
sonra onunla konuşmaya daldık tabi..
şimdi eve geldim.
ders çalışmam lazım.
ciddiyim.
bu da yazdığım en fasonik yazıdır.
ciddiyim.
not: hukuk çok zor.by
1 Ekim 2011 Cumartesi
Nutella kavanozunda balık olsam!*
Sözüm meclisten dışarı bu ara en iyi dostun nutella!
Geçen gün bir arkadaşıma "Kaşık bile nutellanın tadını bozuyo! parmakla yemek lazım!" dedim. ve beni ciddiye aldı.
İşte ben bu kadar nutella fanatiğiyim arkadaş!
Bir insanın baş ucunda ne durur?
Benim baş ucum en son akla gelicek şeylerle dolu..
Ivır zıvır kutum cinebonuslardaki xxlarga mısır kutusu!
Bu kadar da pintiyim işte. sinemada yiyemediğimiz mısırı kutusuyla birlikte eve getirdim içindekileri yiyip temizledikten sonra "O kadar eve getirdik, atmayalım" diye ıvır zıvır kutusu yaptım..
Bir de benim üst modelim var; kuzenim. O bu kutudan abajur yapmamızı teklif etti. evet bizde sizi seviyoruz..
Nutellayı da tahmin edebileceğiniz üzere başucumda tutuyorum..
Neyse, bu yazının özü, okul başladı ve ben hiç beklemediğim bi temponun içine düştüm..
Sabah ki derslerime gitmeye çalışırken yolda can vericem..
Gözlerim bozuk ve sürekli binmem gereken otobüsü son anda görüp durması için yola atlıyorum..
Bir gün biri duramayacak ama allah kerim diyorum..
öğleden sonrakiler daha bile kötü çünkü vasıta rekoru kırmam gerekiyor..
geçen gün kuzenim bana acıyıp; çok uzak o yol, o otobüse seni değil de dometes koysak, okula kadar salça olur be!" dedi. bilmem anlatabiliyormuyum?
Diğer üniversite öğrencileri gibi defterler almayıda reddediyorum..
Dedemin öğrencilik yıllarından kalma bir defteri aşırdım.
Siyah üzerine desenleri var..
O çingene pembesi ve cart yeşil defterleri alırken ne düşünüyordum hiç bir fikrim yok..
Ama pişman değilim, çok güzel arkadaş! dekor diye bile kullanırım ben onları..
Fotokopi çektirdim, kırtasiyeciye arkasındaki kırmızı kapağa uygun spral takması konusunda ısrar bile ettim.
Eserimi de son derece beğendim hani. değdi adamın "ruh hastası kız!" bakışlarını çekmeme:))
tabi bir de dersler var, ki sanırım bu yüzden son bi kaç günüm okumam gereken ıvır zıvırlar, bilgisayardaki sunumlar ve nutella çemberinde geçiyor..
o yüzden ben şu ara orhan veliye özenip;
nutella kavanozunda balık olsam diyorum..
Sevgiler..:)
Geçen gün bir arkadaşıma "Kaşık bile nutellanın tadını bozuyo! parmakla yemek lazım!" dedim. ve beni ciddiye aldı.
İşte ben bu kadar nutella fanatiğiyim arkadaş!
Bir insanın baş ucunda ne durur?
Benim baş ucum en son akla gelicek şeylerle dolu..
Ivır zıvır kutum cinebonuslardaki xxlarga mısır kutusu!
Bu kadar da pintiyim işte. sinemada yiyemediğimiz mısırı kutusuyla birlikte eve getirdim içindekileri yiyip temizledikten sonra "O kadar eve getirdik, atmayalım" diye ıvır zıvır kutusu yaptım..
Bir de benim üst modelim var; kuzenim. O bu kutudan abajur yapmamızı teklif etti. evet bizde sizi seviyoruz..
Nutellayı da tahmin edebileceğiniz üzere başucumda tutuyorum..
Neyse, bu yazının özü, okul başladı ve ben hiç beklemediğim bi temponun içine düştüm..
Sabah ki derslerime gitmeye çalışırken yolda can vericem..
Gözlerim bozuk ve sürekli binmem gereken otobüsü son anda görüp durması için yola atlıyorum..
Bir gün biri duramayacak ama allah kerim diyorum..
öğleden sonrakiler daha bile kötü çünkü vasıta rekoru kırmam gerekiyor..
geçen gün kuzenim bana acıyıp; çok uzak o yol, o otobüse seni değil de dometes koysak, okula kadar salça olur be!" dedi. bilmem anlatabiliyormuyum?
Diğer üniversite öğrencileri gibi defterler almayıda reddediyorum..
Dedemin öğrencilik yıllarından kalma bir defteri aşırdım.
Siyah üzerine desenleri var..
O çingene pembesi ve cart yeşil defterleri alırken ne düşünüyordum hiç bir fikrim yok..
Ama pişman değilim, çok güzel arkadaş! dekor diye bile kullanırım ben onları..
Fotokopi çektirdim, kırtasiyeciye arkasındaki kırmızı kapağa uygun spral takması konusunda ısrar bile ettim.
Eserimi de son derece beğendim hani. değdi adamın "ruh hastası kız!" bakışlarını çekmeme:))
tabi bir de dersler var, ki sanırım bu yüzden son bi kaç günüm okumam gereken ıvır zıvırlar, bilgisayardaki sunumlar ve nutella çemberinde geçiyor..
o yüzden ben şu ara orhan veliye özenip;
nutella kavanozunda balık olsam diyorum..
Sevgiler..:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)