Bugün en yakın arkadaşlarımdan birinin eski sevgilisiyle tanıştım.
Ne alaka değil mi?
Bende şaşkınım. ama oldu.
Kız bana ".... yı tanıyormusun?" diye sordu,
Bende "evet en yakın arkadaşım" dedim.
"hmm benimde eski sevgilim" dedi.
Sonra jeton düştü, bağlamlar kuruldu ama geç oldu..
Geç olsun güç olmasın dedim, Boş durmadım hemen kendisine mesaj attım.
Size diyaloğu yorumsuz aktarıyorum;
B- Senin ....'yla tanıştım.
- Sahiden mi? nasıl buldun?
B- Ben daha güzel, daha sevimli, daha bıdık, daha zeki, daha entellektüel, daha akıllı, daha sempatik, daha espritüel, daha zayıf, daha zevkli, daha eğlenceli, daha yetenekliyim.
- biliyorum o yüzden en yakın arkadaşımsın zaten.
B- beni daha çok sev!
Evet iyi değilim.
not: isimleri ...... ile sansürlemem, özel hayat gizliliğine saygımdan değil, afişelik oranını daha düşük tutarak salaklığımı kendime saklama çabamdandır.
şimdi gidip kurabiye yapacağım. okkibby.
<3
28 Eylül 2011 Çarşamba
26 Eylül 2011 Pazartesi
Arkadaştan Öte*
Dedim uzun zamandır kendimle bu kadar çelişmedim, hemen bir çelişeyim..
Önümde Beşiktaş-Mp Antalyaspor maçı ve ben kalp krizi geçirmek üzereyim!
Tüm yakın çevremin yaka silktiği, tanıştığım her insanında biraz şaşırarak karşıladığı bir şey oldu hep Beşiktaş fanatikliğim.
Haftada iki maç oynanması uygulaması ligimize getirildiğinde en çok sevinen insanlardan biri olduğumu düşünmüştüm, taaa ki, bu güne dek.
Döktüğüm terlerden üç kilo verdim! penaltıyla bulduğumuz gole bile sevinemedim. perşembe gün oynanacak stokcity maçı için sahiden endişeliyim.
Amaaaa ben tüm bunları bir kenera bırakıp size bugün gittiğim filmi anlatacağım.
evet biliyorum, kendimle çelişiyorum:)
Arkadaştan öte..
aslında klasik bir romantik komedi.
hayatları yokuş aşşağı giderken frenleri patlamış bir kamyondan farksız olan iki insan new york havalimanında tanışıyorlar..
aşka tövbeli bu iki insanın sadece fiziksel olarak başlayan ilişkileri anlatılıyor.
klasik olarakta mutlu sonla bitiyor.
peki seni bu kadar etkileyen ne bu filmde?
Milacığımızın oynadığı rol o kadar candan o kadar yakın ki..
izlemeden bunu anlatmam olanaksız..
bu sahnede justinin suratına çizdiği o şekillere bakarken kendime yakın hissetmiştim, sonraki sanhnede " aa sen hiç o hollywood yazının üstüne çıkmadın mı?" diye çitlerden atlayınca kalbimi çaldı.
MİLA<3 diyorum.
Kesinlikle bir "kasımda aşk başkadır" değil ama keyifli bir 109 dakika garantili bi film:)
not: bu filmde bana eşlik eden "arkadaştan öte" iki dostuma sevgiler..
Önümde Beşiktaş-Mp Antalyaspor maçı ve ben kalp krizi geçirmek üzereyim!
Tüm yakın çevremin yaka silktiği, tanıştığım her insanında biraz şaşırarak karşıladığı bir şey oldu hep Beşiktaş fanatikliğim.
Haftada iki maç oynanması uygulaması ligimize getirildiğinde en çok sevinen insanlardan biri olduğumu düşünmüştüm, taaa ki, bu güne dek.
Döktüğüm terlerden üç kilo verdim! penaltıyla bulduğumuz gole bile sevinemedim. perşembe gün oynanacak stokcity maçı için sahiden endişeliyim.
Amaaaa ben tüm bunları bir kenera bırakıp size bugün gittiğim filmi anlatacağım.
evet biliyorum, kendimle çelişiyorum:)
Arkadaştan öte..
aslında klasik bir romantik komedi.
hayatları yokuş aşşağı giderken frenleri patlamış bir kamyondan farksız olan iki insan new york havalimanında tanışıyorlar..
aşka tövbeli bu iki insanın sadece fiziksel olarak başlayan ilişkileri anlatılıyor.
klasik olarakta mutlu sonla bitiyor.
peki seni bu kadar etkileyen ne bu filmde?
Milacığımızın oynadığı rol o kadar candan o kadar yakın ki..
izlemeden bunu anlatmam olanaksız..
bu sahnede justinin suratına çizdiği o şekillere bakarken kendime yakın hissetmiştim, sonraki sanhnede " aa sen hiç o hollywood yazının üstüne çıkmadın mı?" diye çitlerden atlayınca kalbimi çaldı.
MİLA<3 diyorum.
Kesinlikle bir "kasımda aşk başkadır" değil ama keyifli bir 109 dakika garantili bi film:)
not: bu filmde bana eşlik eden "arkadaştan öte" iki dostuma sevgiler..
Etiketler:
beşiktaş,
justin timberlanke,
mila crus,
sinema
24 Eylül 2011 Cumartesi
Durun bi saniye! Film tavsiye edeceğim!
Öhömm, öhööm..
Eski türk filmi izlemeye bayılıyorum!
Nevrotik replikleri ezberleyip olur olmaz yerlere yazmaktan kendimi alıkoyamıyorum..
Hani bazı kafeler vardır, oraya buraya ismini- ya da aklınıza gelen herşeyi- yazmanıza izin verirler.
Ben oyle bir kafenin duvarına "Devlerin Aşkı"ndan alıntı yaptım!
Ciddiyim..
Ne Kıvanç Tatlıtuğ, ne Çağatay Ulusoy. Ben hala Ediz Hun'u tek geçerim arkadaş!
Bugüün, başarısız dizi izleme denemelerimin sonunda, Türk filmi koleksiyonumun benim için tartışmasız en değerli parçasını koydum DVD'ye.
Ateşli çingene.
Her tür Ediz Hun filmine bayıldığım bir yalan değil ama o film Türkan Şorayla birleşince tadından izlenmiyor. Karşısında eriyip bitmeden durabilmek olanaksız hale geliyor.
Bu filmi izleyin derim.
Eski türk filmi izlemeye bayılıyorum!
Nevrotik replikleri ezberleyip olur olmaz yerlere yazmaktan kendimi alıkoyamıyorum..
Hani bazı kafeler vardır, oraya buraya ismini- ya da aklınıza gelen herşeyi- yazmanıza izin verirler.
Ben oyle bir kafenin duvarına "Devlerin Aşkı"ndan alıntı yaptım!
Ciddiyim..
Ne Kıvanç Tatlıtuğ, ne Çağatay Ulusoy. Ben hala Ediz Hun'u tek geçerim arkadaş!
Bugüün, başarısız dizi izleme denemelerimin sonunda, Türk filmi koleksiyonumun benim için tartışmasız en değerli parçasını koydum DVD'ye.
Ateşli çingene.
Her tür Ediz Hun filmine bayıldığım bir yalan değil ama o film Türkan Şorayla birleşince tadından izlenmiyor. Karşısında eriyip bitmeden durabilmek olanaksız hale geliyor.
Aslında filmi bulmak benim için oldukça zor oldu.
Senelerce her gittiğim filmcide bıkmadan usanmadan aradım taradım.
İzmirde şuan adını bile hatırlamadığım bir pasajda bir yığın filmin arasında onu bulduğumda tezgahtar bile anlamsız neşe gösterim karşısında bakakaldı.
Olsun.
Çoğu türk filmi bittiğinde beni bir gülümsemeyle koltukta bırakır ama, bu film apayrı.
Selam, ben dizi izleme özürlüyüm. by*
Bugün 476437. defa "Gossip Girl"ü izlemeye başlamayı denedim.
Sonuç fiyasko.
Bilmiyorum neden ama dizi iz-le-ye-mi-yo-rum.
Evet, hani şu her dizi konusunda fikir sahibi olan kızlardanım, bunu inkar edemem.
Çünkü dizilerimiz o kadar yavaş akışlı ki tamamını reklamlardan takip etmek mümkün:)
Ama söz konusu yabancı diziler olduğu zaman, adımın sözlük anlamı cahil olabilir. bu beni şaşırtmaz yani..:)
Gossip girl, uzun zamandır okuduğum bir serinin tv versiyonu.
Sırf bu yüzden bile izleyebilmem gerektiğine inanıyorum aslında.
Yeni bir denememde görüşmek üzere.
Not: Gossip Girl'ün yazarı Cecıly Von Zıegesarın bir diğer seriside "İt girl". Gossip girl kahramanlarından Jenny'nin yatılı okul "maceralarını" anlatıyor.
Yazarımız başarısını kurguladığı şeyleri değil gençliğinde yaşadığı şeyleri yazmasına bağladığını söylemiş.
NE HAYAT AMA!
Eğer Gossip Girl'ü seviyorsanız, okuyun derim. bu dizi bitince, yapımcıların İt girl'ü seneryolaştıracağına Şüphem yok. bende belki onun dizisini izlerim öyle değil mi?
Umut dünyası!.
Sevgiler..
Sonuç fiyasko.
Bilmiyorum neden ama dizi iz-le-ye-mi-yo-rum.
Evet, hani şu her dizi konusunda fikir sahibi olan kızlardanım, bunu inkar edemem.
Çünkü dizilerimiz o kadar yavaş akışlı ki tamamını reklamlardan takip etmek mümkün:)
Ama söz konusu yabancı diziler olduğu zaman, adımın sözlük anlamı cahil olabilir. bu beni şaşırtmaz yani..:)
Gossip girl, uzun zamandır okuduğum bir serinin tv versiyonu.
Sırf bu yüzden bile izleyebilmem gerektiğine inanıyorum aslında.
Yeni bir denememde görüşmek üzere.
Not: Gossip Girl'ün yazarı Cecıly Von Zıegesarın bir diğer seriside "İt girl". Gossip girl kahramanlarından Jenny'nin yatılı okul "maceralarını" anlatıyor.
Yazarımız başarısını kurguladığı şeyleri değil gençliğinde yaşadığı şeyleri yazmasına bağladığını söylemiş.
NE HAYAT AMA!
Eğer Gossip Girl'ü seviyorsanız, okuyun derim. bu dizi bitince, yapımcıların İt girl'ü seneryolaştıracağına Şüphem yok. bende belki onun dizisini izlerim öyle değil mi?
Umut dünyası!.
Sevgiler..
Etiketler:
cecıly von zıegesar,
dizi,
Gossip girl,
it girl
22 Eylül 2011 Perşembe
Aman tanrım!*
Şu an söylemekten hiç çekinmiyorum.
"nihahaha! nasılsa kimse okumuyordur!" rahatlığından belki..:))
neyse lafı uzatmadan söylüyorum.
bacaklarımın üzerinde kırmızı noktacıklar var!!
ve söyleyebilirim ki;
Hiç bi erkek epiltör kadar canımı yakamadı, bu durumda ben hiç aşık olmamışım yahu!
not: soğuk üflüyormuş! peeeh! -.-
"nihahaha! nasılsa kimse okumuyordur!" rahatlığından belki..:))
neyse lafı uzatmadan söylüyorum.
bacaklarımın üzerinde kırmızı noktacıklar var!!
ve söyleyebilirim ki;
Hiç bi erkek epiltör kadar canımı yakamadı, bu durumda ben hiç aşık olmamışım yahu!
not: soğuk üflüyormuş! peeeh! -.-
21 Eylül 2011 Çarşamba
Kış geliyoor..*
Pek üşümem ben..
Memleketim yüzünden belki, belkide alıştım artık yaşadığım şehrin ayazına.
Ben her sınıfta, cam kenarında oturan kız olurdum hep, camı kimse itiraz etmeden açabileyim diye.
öyle severim işte soğuğu.
Kış yemeklerini söylemiyorum bile, tüm evi şehriye çorbasının kokusu sarar. aslında tüm dünya hep kışa hazırlık yapar. köyde balkon altlarında kurumaya bırakılan tarhanalar kavanozlara konulur. doğanın miladıdır kış. pastanelerin tezgahlarına sahlep fincanları dizilir ya hani.. işte o zaman içim ısınır benim.
kar fırtınasından mahsur kalırsın ya hani en beklemediğin yerlerde, alacak şemsiye bile bulamassın, işte o bile güzeldir benim gözümde. rengarenk şemsiyemin insanların siyah şemsiyeleri arasındaki hali bile gülümsetir benim. her tarafı bembeyaz o örtü sarar. burnu kıpkırmızı olmuş bir insanın gözüme bu kadar sevimli görünmeside bundardır belki..
Bence kışın vitrinler bile daha güzeldir. yazın iki parça şeye karşılık kışın bi ton şey süsler vitrinleri. oldum olası bayılırım ben bereler, eldivenlere..
En sevdiğim mevsimdir benim kış.
iştee şimdi kış kapıda. kısa kollularımdan vazgeçmek yerine onları hırkalarımla kombinleyip giyeceğime adım gibi bilsemde gittim kendime bu şapka ve eldivenleri aldım.
Biliyorum, biliyorum, dereyi görmeden paçayı sıvamak benim yaptığıma deniliyor:))
Haaa bir de, H&M'i sevdim:))
Not: burnu açık eldivenleri seviyorum, karla fazla uğraşınca parmalarımın ucunun hissizleşmesini de seviyorum:))
Bembeyaz kar kadar huzurlu günlere..:)
Memleketim yüzünden belki, belkide alıştım artık yaşadığım şehrin ayazına.
Ben her sınıfta, cam kenarında oturan kız olurdum hep, camı kimse itiraz etmeden açabileyim diye.
öyle severim işte soğuğu.
Kış yemeklerini söylemiyorum bile, tüm evi şehriye çorbasının kokusu sarar. aslında tüm dünya hep kışa hazırlık yapar. köyde balkon altlarında kurumaya bırakılan tarhanalar kavanozlara konulur. doğanın miladıdır kış. pastanelerin tezgahlarına sahlep fincanları dizilir ya hani.. işte o zaman içim ısınır benim.
kar fırtınasından mahsur kalırsın ya hani en beklemediğin yerlerde, alacak şemsiye bile bulamassın, işte o bile güzeldir benim gözümde. rengarenk şemsiyemin insanların siyah şemsiyeleri arasındaki hali bile gülümsetir benim. her tarafı bembeyaz o örtü sarar. burnu kıpkırmızı olmuş bir insanın gözüme bu kadar sevimli görünmeside bundardır belki..
Bence kışın vitrinler bile daha güzeldir. yazın iki parça şeye karşılık kışın bi ton şey süsler vitrinleri. oldum olası bayılırım ben bereler, eldivenlere..
En sevdiğim mevsimdir benim kış.
iştee şimdi kış kapıda. kısa kollularımdan vazgeçmek yerine onları hırkalarımla kombinleyip giyeceğime adım gibi bilsemde gittim kendime bu şapka ve eldivenleri aldım.
Biliyorum, biliyorum, dereyi görmeden paçayı sıvamak benim yaptığıma deniliyor:))
Haaa bir de, H&M'i sevdim:))
Not: burnu açık eldivenleri seviyorum, karla fazla uğraşınca parmalarımın ucunun hissizleşmesini de seviyorum:))
Bembeyaz kar kadar huzurlu günlere..:)
20 Eylül 2011 Salı
Takıntı*
Kendimle barışmış durumdayım ve bu bir gerçek ki; takıntılarım var.
Sanırım onları seviyorum..:)
Aslında bunu kabullendikten sonra bu durum eğlenceli hale gelmeye başlıyor.
Bugün bu resme bakan bir arkadaşım,
" Millet ayakkabısını çantasına, ojesini tişörtüne uydurur, bizim kız ojelerini kitabına uyduruyor!" dedi.
evet bu bi gerçek. bunu yapıyorum. :)
dipnot: bu korkunç birşey, hiç tavsiye etmiyorum. hele ki hızlı kitap okuyorsanız..
Takıntılarını sev, hayat o zaman çok daha basit oluyor.
Not: ojelerimin rengine hastayım. kendisi avondan olup bizzat resimdekinin eşidir:)
Sanırım onları seviyorum..:)
Aslında bunu kabullendikten sonra bu durum eğlenceli hale gelmeye başlıyor.
Bugün bu resme bakan bir arkadaşım,
" Millet ayakkabısını çantasına, ojesini tişörtüne uydurur, bizim kız ojelerini kitabına uyduruyor!" dedi.
evet bu bi gerçek. bunu yapıyorum. :)
dipnot: bu korkunç birşey, hiç tavsiye etmiyorum. hele ki hızlı kitap okuyorsanız..
Takıntılarını sev, hayat o zaman çok daha basit oluyor.
Not: ojelerimin rengine hastayım. kendisi avondan olup bizzat resimdekinin eşidir:)
Hoşgeldim, bu benim yüreğim*
Saat 01.10. yani yazmaya başladığım saat bu.
Simetrik saatlere bayılıyorum.
hadi itiraf et sende bayılıyorsun.
ımm, ama konumuz bu değil.
Sonunda, becerip blogumu açtım.
kendi kendime konuşuyorum. bu insanı mutlu edebilir mi?
evet edebilir..:)
Radikal kararlar;
1) Ne olacağıma karar verdim.
2) Bir ayımı Datçada geçirdim.
3) Senelerdir uzattığım saçlarımı kestirdim.-hayır hayır, hiçte içim yanmıyor-.-
4)Blog açtım.
Tekrar hayal kurmaya başladım. tekrar planlarım var. odamın çeşitli yerlerine yapmam gerekenler listeleri yapıştırıyorum. çekmecemi tekrar postitlerle doldurdum. baş ucuma okumam için dört adet kitap koydum; -Dorian gray'in portresi-oscar wılde-, her kadın bir rus şaire aşık olur- E.dunkel-, Aşkı giyinen adam- Nazlı eray-, telekız-Jennette angell-. başucum için yeni bir saatli radyo aldım. Hergüne bir masal'ı tekrar başucu kitabı tayin ettim.
Ve yazmaya tekrar başladım.
Sanırım mutluyum.
Sık sık görüşmek dileklerimle..
Simetrik saatlere bayılıyorum.
hadi itiraf et sende bayılıyorsun.
ımm, ama konumuz bu değil.
Sonunda, becerip blogumu açtım.
kendi kendime konuşuyorum. bu insanı mutlu edebilir mi?
evet edebilir..:)
Radikal kararlar;
1) Ne olacağıma karar verdim.
2) Bir ayımı Datçada geçirdim.
3) Senelerdir uzattığım saçlarımı kestirdim.-hayır hayır, hiçte içim yanmıyor-.-
4)Blog açtım.
Tekrar hayal kurmaya başladım. tekrar planlarım var. odamın çeşitli yerlerine yapmam gerekenler listeleri yapıştırıyorum. çekmecemi tekrar postitlerle doldurdum. baş ucuma okumam için dört adet kitap koydum; -Dorian gray'in portresi-oscar wılde-, her kadın bir rus şaire aşık olur- E.dunkel-, Aşkı giyinen adam- Nazlı eray-, telekız-Jennette angell-. başucum için yeni bir saatli radyo aldım. Hergüne bir masal'ı tekrar başucu kitabı tayin ettim.
Ve yazmaya tekrar başladım.
Sanırım mutluyum.
Sık sık görüşmek dileklerimle..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)